Rize'nin Tarihi

Anadolu'nun topografyasına ve bitki örtüsüne bakarak Rize'yi tahmin etmek olanağı yoktur. Rize Anadolu'ya oranla daha engebeli sarp ve haşindir. Bitki örtüsü yer karası görülmeyecek kadar gürdür. Kıyı şeridi ve iç kesimler değişik tonuyla adeta yeşile boğulmuştur. Rize flora olarak da dünyada ün yapmıştır. 20 civarında endike bitki Rize'de yetişmektedir. Kıyı şeridi yanında iç kesim, o arada dağ ve yaylalar apayrı bir görüntü ile bu tabloyu tamamlamakta geleneksel köy ve yayla ev mimarisi doğayı etkileyici bir zenginlik katmaktadır. Rize'yi gezip görenler umduklarından daha zengin ve her yönüyle büyüleyici doğa ile karşılaşırlar. Rize'ye gelen dağcılar Doğu Karadeniz'in yüksek zirvesi "KAÇKAR' lara çıkabilmekte, dünyanın en ünlü balını "ANZER"de tadabilmekte "AYDER" kaplıcalarından yararlanabilmektedir. Kısaca tüm bu özellikleri ve güzellikleri görebilmek için ilgi duyan herkese "RİZE GEZİSİ" ni öneriyoruz. Tarihçesi Pontus Krallığı döneminde "SANNİKA" Roma imparatorluğu döneminde "Pontus Polemoniacus", Osmanlı imparatorluğu ve Cumhuriyet'in ilk dönemlerinde "LAZİSTAN" olarak anılan Rize'nin bugünkü adının nereden geldi yolunda farklı rivayetler vardır. Bir görüşe göre yunanda da pirinç anlamına gelen "Rhizos" ya da Rumcada dağ eteği anlamına gelen Rhiza sözcüklerin değişime uğrayarak Rize olduğu şeklindedir. Bir diğer görüş ise Osmanlıca'da kırıntı, döküntü anlamına gelen "Rize" kelimesinin aynen kullanımıyla ilin adını aldığıdır. Rize'nin yazılı tarihine ilişkin dolaysız bilgiler, Ege'de yaşayan Miletos'lu denizcilerin yöreye yaptığı seferlerle başlar. M.Ö. 670'lerde Milatos'ların Karadeniz kıyılarında kurdukları Kolonileri Rize'ye kadar uzattıkları biliniyor. Med ve Persler'in de istilasına uğrayan bölge daha bu dönemde lyonlulann dolayısıyla Grek Kültürünün etkisine girmiştir. İlkçağlarda Pontus Krallığı'nın egemenliğine giren Rize yöresi 11. yy.'a kadar islâmi akımların etkisi dışında kaldı. 11. yy. da Büyük Selçuklular'ın yükselme döneminde Melikşah'ın (1072-1092) hakimiyeti altına girdi, ancak 1. Haçlı Seferinde (1096-1099) tüm Karadeniz kıyılan gibi Rize'de önce Bizans, daha sonra da Trabzon Rum Pontus Imparatorluğu'na katıldı. 1461' de Sultan Mehmet tarafından Trabzon ile birlikte Osmanlı sınırları içine alındı. Bu yıllarda, Rize'nin Trabzon eyaleti Batum Gonya Sancağı içinde yeraldığı biliniyor. 19. yy.'ın ikinci yarısında Trabzon eyaletinin bir sancak merkezi olan Batum Rusya'ya bırakılınca Rize sancak merkezi oldu. Birinci Dünya Savaşında Ruslar tarafından işgal edilen Rize 2 Mart 1918'de işgalden kurtuldu ve 1924'de İl Merkezi oldu. Coğrafyası Doğu'da Artvin, Güneyde Erzurum ve Bayburt, Batıda Trabzon ve Kuzey'de Karadeniz ile sınırlı olan Rize, çok engebeli bir arazi yapısına sahiptir. Deniz kenarlarındaki dar vadi ağızları hemen hemen hiç yoktur. Yüksek rakımlı tepeler arasındaki en yüksek nokta olan Kaçkar (3932 m.) yaz-kış kar tutar. Kaçkar Dağının doğal yapısı birçok kış sporu yanında, trekking ve dağcılık içinde topografyaya sahiptir. Dağ kayak için Kaçkarlar doğal bir pist görünümündedir. Rize ili topraklan Kuzey Anadolu kıyı dağlarının yüksek kesimlerinden doğarak Karadeniz'e dökülen irili ufaklı birçok akarsu ile bölünür. En önemlileri Fındıklı Deresi, Büyükdere, Pazar Deresi, Karadere, İyidere ve Fırtına Deresi'dir. Bu dereler çeşitli yerlerde şelalelerle süslenir., Alabalık cinsinin en iyileri bu derelerde yetişir. Rize'deki göller, dağların yüksek kesimlerinde buzulların aşındırması neticesinde oluşmuş buzul göllerdir. Bu göller Çamlıhemşin ve Ikizdere'nin sahip olduğu doğa harikalarıdır. Rize'de kışlar ve yazlar ılık geçer. Yıllık sıcaklık ortalaması +14° civarındadır. Bölge Türkiye'nin en çok yağış alan yeridir. Yılda m2'ye 2510 kg yağış düşer. Bu iklim özelliklerine göre yörede Akdeniz bitkileri turunçgiller ve çay yetişir. Ormanlarda en çok kayın, meşe, kestane, ıhlamur, ladin, kızılağaç ve Orman gülü bulunur. Ormanlarda kurt, ayı, yaban domuzu, çatal boynuzlu dağ keçisi, huş tavuğu ve kuşlar bulunur. Bölge kuş gözlemciliği için de uygun bir ortam oluşturur. Turizm Değerleri Rize dik yamaçlı vadileri, doruklara ulaşılabilir dağlan, buzul gölleri, zümrüt yeşili yaylaları, tarihi kemer köprüleri ve kaleleri, coşkun akan dereleri ile çok özel bir turizm beldesidir. Kano, deltaplan, dağ, kayak, trekking gibi bir dizi hoby turizm etkinliğine uygun doğaya, güvenilir ve içtenlikli bir ortama sahiptir. a) Yaylalar: Kaçkar sıradağlarının eteklerinde, Çamlıhemşin, Hemşin ve İkizdere ilçelerinde yoğun biçimde yer alan yaylalar, iyi korunmuş özgün mimarili evleriyle bulutların ötesinde bir yaşam sunar izleyenlere. Bu yaylalardan Ayder, Aşağı-Yukan Kavron ve Anzer yaylaları Turizm Merkezidir. Bu yaylalar özellikle yaz aylarında yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olur. b) Dağ Sporları : Kaçkar Dağları Türkiye'nin 4 büyük dağıdır. Alp dağları silsilesindendir. Yürüyüşler dağ tırmanışları, için uygun bir ortam oluşturur. Flora ve fauna olarak da çok özel bir yapıya sahiptir. c) Kano : Rize derelerinde özellikle Fırtına ve İyidere'de karların eridiği zamanda "Kano" yapılmaktadır. d) Termal Turizmi : Doğu Karadeniz'in tek kaplıcası AYDER'dedir. Çok hastalığa iyi geldiği kanıtlanan kaplıca ilgi odağıdır. Ayrıca içmece olarak Rize zengindir. Özellikle ANDON içmecesi mide ve böbrek hastalıklarına iyi gelmektedir. Ikizdere Ilıca Köyünde de sıcak su sondaj çalışmaları devam etmektedir. e) Kuş ve Kelebek Gözlemciliği : Kaçkar'ların zengin florası yanında kuş ve kelebeklerin fazlalığı bu etkinliğin yapılmasına fırsat verir. Özellikle İkizdere Çamlık bölgesi bu aktivite için çok uygun bir ortam oluşturur. f) Safari : Bu bölge safari için en güzel doğal parkurlara sahiptir. Kayıtlı -------------------------------------------------------------------------------- melekbeyza Hero Member Çevrimdışı Cinsiyet: Mesaj Sayısı: 4739 iyi bir vicdan,en rahat yastıktır.(anaokulu öğrt) Ynt: RİZE-TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİ « Yanıtla #2 : Ekim 14, 2007, 11:12:44 ÖÖ » -------------------------------------------------------------------------------- « Son Düzenleme: Nisan 06, 2008, 06:55:36 ÖS Gönderen: beyza » Kayıtlı -------------------------------------------------------------------------------- melekbeyza Hero Member Çevrimdışı Cinsiyet: Mesaj Sayısı: 4739 iyi bir vicdan,en rahat yastıktır.(anaokulu öğrt) Ynt: RİZE-TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİ « Yanıtla #3 : Ekim 14, 2007, 11:13:41 ÖÖ » -------------------------------------------------------------------------------- Nüfus: 365.938 (2000) İl Trafik No: 53 Telefon Kodu: +90 464 İlçeleri: Rize (merkez), Ardeşen, Çamlıhemşin, Çayeli, Derepazarı, Fındıklı, Güneysu, Hemşin, İkizdere, İyidere, Kalkandere, Pazar. İlgi Çekici Yerler: Andon ve Çamlık Orman İçi Dinlenme Yerleri, Ayder, Cimil, Çat, Başhemşin, Ovit ve Palovit Yaylaları, Ayder Kaplıcası, Andon ve Şimşirli İçmeleri, Rize, Çayeli ve Pazar (Kız Kulesi) Kaleleri, Kale-i Balâ, İslam Paşa, Gülbahar, Cafer Paşa Camileri. Komşuları: Bayburt, Erzurum, Artvin, Trabzon Rize: Trabzon'un 75 km doğusunda, şişkin yeşil yastıklara benzeyen çay fideleriyle kaplı bir dağın eteğinde kurulmuştur. Bu tipik Karadeniz şehrindeki 16. yüzyıl İslam Paşa Camii ile Ceneviz kalesinin kalıntıları mutlaka görülmelidir. Tüm yörenin harika panoramik manzarası Ziraat Parkı'ndan gözlemlenebilir. İyi kalite, renkli, yazlık, hafif dokumalar Rize bölgesine hastır. Yazın, Çay Festivali sırasında Karadeniz'in en iyi çayı buradan alınabilir. Artık Atatürk Müzesi olan Mehmet Mataracı Konağı'nda Atatürk'e ait bazı eşyalar yanında, bölgeden çıkarılan etnoğrafik eserler de sergilenmektedir. Ardeşen'den sonra, yoldan içeri kısımlara Rize'den doğuya gidildiğinde, bir akarsuyun iki kıyısında kurulu güzel, küçük Canlıhemşin kasabasına ulaşılır. Yakınında, kano sporu için ideal olan Fırtına Vadisi, güzel Zir Kalesi ve Bizans döneminden kalma taş köprüler bulunmaktadır. İnişli yokuşlu Ayder çayırlıklarından geçerken, mevcut birçok kaplıcadan birinde dinlenebilinir. Dağa tırmanmayı sevenler için Kaçkar Dağları'na doğru burası en iyi başlangıç noktasıdır. Zümrüt diziler, dağcılar için Türkiye'nin en iyi örnekleridir, ve çok çaba gerektirir. Kaçkar Dizisi'nde güzel Kaçkar Dağları Milli Parkı yer almaktadır. Rize'nin güneyindeki dağlarda dünyaca tanınan besleyici Anzer balı ile bilinen Anzer köyü aynı zamanda botanik özelliği ve yürüyüşlere elverişliliği açısından hoş bir mekandır. Anzer ve İkizdere Yaylaları arasındaki İkizdere Kanyonu planör tarzı uçuş sporu için önemli bir noktadır. Aynı zamanda, buradan yöreyi kuşbakışı ile seyretmek mümkündür. Rize'nin yanındaki Çayeli, Pazar, Ardeşen, Of ve Fındıklı kasabalarının hepsi astropikal iklimin kesif yeşilliklerinin ve geleneksel dağ evlerinin hakim olduğu yerlerdir. Çamburnu sahili çam ağaçları, göç ederken burada duraklayan pek çok kuş çeşidi ile dinlenmek ve fotoğraf çekmek için çok hoş bir alan yaratır. MÜZE Rize Müzesi Adres: Rize Tel: (464) 214 02 35 Etnografya Müzesi Adres: Müftü Mah. Kirazlık Sok. No:2 - Rize Tel: (464) 213 04 29 ÖNEMLİ GÜNLER Kurtuluş Günleri Rize'nin Kurtuluşu Rize 2 Mart Çayeli'nin Kurtuluşu Çayeli 9 Mart Pazar'ın Kurtuluşu Pazar 10 Mart Ardeşen'in Kurtuluşu Ardeşen 12 Mart Fındıklı'nın Kurtuluşu Fındıklı 11 Mart Mahalli Kutlama Günleri Atatürk'ün Rize'ye Gelişi Rize 17 Eylül Rize'ye gelip de; Rize Kalesi'ni görmeden, Kale-i Bala'yı görmeden, Pazar- Kız Kulesi'ni görmeden, Ayder'de kaplıcaya girmeden, Dünyaca ünlü Anzer balını tatmadan, Çayeli'nde denize girmeden, İkizdere Çamlık'ta kuş gözlemeden, Laz böreği yemeden, Hamsili ekmek yemeden, Hamsi pilavı yemeden, Rize bezi almadan, Rize çayı almadan, dönmeyin! Kayıtlı -------------------------------------------------------------------------------- melekbeyza Hero Member Çevrimdışı Cinsiyet: Mesaj Sayısı: 4739 iyi bir vicdan,en rahat yastıktır.(anaokulu öğrt) Ynt: RİZE-TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİ « Yanıtla #4 : Ekim 14, 2007, 11:15:23 ÖÖ » -------------------------------------------------------------------------------- MISIR EKMEĞİ Yöresel yiyeceklerin temelinde genellikle mısır ve mısır unu bulunmaktadır. Bunun böyle olması da tabiidir. Eskiden anbarda mısır oldu mu korkacak bir şey yoktu. Evde her zaman ekmek varsa yiyecek de var demekti. Mısır ekmeği pişirmenin iki safhası bulunmaktadır. Bir; ekmeğin piş irileceği plekiyi bu işe hazırlamak, ikincisi de ekmek hamurunu yoğurmak. Plekiler üç kiloluktan altı kiloluğa kadar küçükten büyüiğe doğru sıralanır. Diyelimki üç kiloluk plekide ekmek yapmaya karar verdik: Tok bir ateş yakar, ateşin iki yanına demir ayakları koyarız, plekiyi ağzı aşağı olarak bu demirleıin üzerine yerleştiririz. Ateş plekiyi iyice kızdırırken bol köz ve kül de bırakır. Bu arada ekmek hamurunu sıcak su ile yoğurmak için yanan ateşin kenarına bir güğüm su konur. Pleki ateşin Üzerinde pişedursun, biz diğer yandan ekmek hamurunu hazırlarız. En eskilerde ekmek teknesi ağaçtandı ve çekme olarak yapılırdı. Anbardan üç kiloluk un alarak ekmek teknesine elekleıiz. Tuz kalın olduğundan bir kapa konur ve sıcak su ile temizlendikten sonra eritilerek teknedeki unun ortasına dökülür, yeteri kadar da el yakan sıcak su ilave edilir ve hamur iyice yoğrulur. Bu arada sıcak su eli yakar ve hamur parmaklara yapışır. Bunun için hamuru yoğuran kadın, yanında bir sahanla bir miktar soğuk su alır ve zaman zaman elini bu soğuk suya batırarak ve parmaklardan temizliyerek işini tamamlar. Yoğurma işi bitince hamur yuvarlak hale getirilir ve tekneye konan bir tutam un üzerine gezdiriliı. Bu unlar hamunın plekiye yapış masım önler. Ekmek hamuruna bir miktar şeker, bir miktar balli lobya unu, bir miktar zeytinyağı koymak ekmeğe tad verir. Süt ve yumurta da konabilir. Hamur tarif edildiği gibi yoğrulduktan sonra sıra pişirmeye gelmiştir. Şimdi de ekmeğin pişiıilmesini görelim. Pleki, iyice piştiğine emin olunduktan sonra (Pişmiş plekinin üzerine bırakılan bir damla su hemen buharlaş ir) bir kukari ve bir parça paçavra yardımıyla ateş in üzerinden alınır ve yana çekilir. Hazırlanan hamur sıcak olan plekiye yerleştirilir ve çevirme ekmek yapilacaksa pleki paçavra ile dildendirilir, içindeki hamur elin ayasına alınarak plekiye ters konur. Böylece yapışmayı önleyen un da görevini yapmıştır. Ateşteki közler ve küller kenara çekilerek pleki, alttan da kızmış olan ocak taşının üzerine sürülür ve üzeri bir sacla kapatılarak, sac üzerine hafif bir ateş yakilır. Aıtan küller ve közlerle plekinin çevresi çepeçevıe sanlır. Böylece plekideki ekmek alttan, üstten ve yanlardan yavaş yavaş pişer. Üstten kızarmışsa pişmiş demektir. Iyi bir usta, ateşi ustalikla yakarak olduğu gib bırakır ve ekmeğin pişip pişmediğini kontrol etmeye gerek görmez. Sıcak ekmek, tereyağı ve minci ile katık edilince bir hoş olur. Aclığı fevkalade giderir ve başka bir şey istemez. ÇORBALAR Her yerde birinci yemek olarak alınan sulu çorbalar Rize bölgesinde pek fazla bilinmez. Birinci yemek olarak sofraya gelenler genellikle tava yemekleridir. Bu yemekler sofraya sıcak olarak getirilirler. Turşu kavurması, muhlama ve bunların değişik çeşitleri gibi. Rize'de bazı sulu yemekler "manca" diye adlandınlır. Bunlar çorba türü yemekler olarak mütalaa edilebilirse de umumiyetle tava yemeklerinden sonra ikinci yemek olarak alınırlar. Fasulye mancası, lahana mancası, kabak mancası gibi. KORKOTO ÇORBASI VEYA AYRAN ÇORBASI Korkoto : Kırılmış mısır Malzemeler: İki su bardağı korkoto, Bir su bardağı ayran, İki çorba kaşığı tereyağı Yapılışı: Önce korkoto suya atılır, ayran ve tuz katılır, tereyağı konup pişirilir. Günümüzde; salça tereyağmda pişirileıek servis yapılırken çorbanın üzerine gezdirilmektedir. FASULYE (LOBYA) ÇORBASI Malzemeler: Uç su bardağı kuru fasulye, Domates büyüklüğünde içyağı, Iki baş ortaboy soğan veya soğana karşılık prasa yaprağı Yapılışı: Once kuru fasulye suda pişirilir. Soğanlar veya prasa yapraklan ayrı bir kapta pembeleşinceye kadar yağda kavrulur, fasülye, içyağı, tuz ve su ilave edilip pişinceye kadar yeniden kaynatılır. Kemik ilave edilirse daha lezzetli olur. Nane katılarak yenir. HOPİ VEYA HUPI ÇORBASI Malzemeler: Uç yoğurt kasesi hopi. (İçiyle birlikte kurutulmuş kuru fasulye), bir kaşık tereyağı, Bir domates büyüklüğünde içyağı, İki baş soğan veya bunun kadar prasa yaprağı Yapılışı: ince doğranmış soğanlar veya prasa yaprakları yağla kavmlur. Kırılmış fasülye hopileri içine atılarak karıştırılır, su ve tuz ilave edilip piş irilir. Kemik ilave edilerek pişirilirse iyi olur. Nane ve sarmısak ilave edilerek yenir. KABAK ÇORBASI Malzemeler: Bir beyaz kabağın dörtte biıi, Bir su bardağı kuru fasülye, Uç çorba kaşığı yağ. Yapılışı: Kabuğu soyulan kabak kuşbaşı şeklinde doğranır, kazana konup ayrı bir kapta piş erken başka bir kapta pişirilen kuru fasülye, tuz ve yağla birlikte kabağa ilave edilir. Kum fasulye yerine taze fasUlye kullanılabilir. Çorbaya bulgur, arpa veya pirinç ilave edilebilir. SEBZE YEMEKLERİ FASULYE TAVALISİ Malzemeler: Bir kilo taze fasülye, iki baş soğan veya soğan yerine yeteri kadar prasa yaprağı, beş diş sarmısak, iki kaşık tereyağı veya zeytinyağı Yapılışı: Bir kilo daneli fasülye kırılarak kazana konur, yeterince pişirildikten sonra bir süzgeçte süzülür. İnce doğranmış soğan veya soğan yerine prasa yaprağı yağda kavrulur. Süzgeçte süzdüğümüz fasülyeler önceden hazırladığımız sarmısak, soğan kavruntusuna ilave edilir; tuzu konulup 10-15 dakika tavada veya kazanda kavrulur, sıcak yenir. TURŞU KAVURMA VEYA TURŞU TAVALISI Malzemeler: Bir kilo fasülye turşusu, üç baş soğan veya buna denk prasa yaprağı, beş diş sarmısak, iki kaşık tereyağı veya buna denk zeytinyağı Yapılışı: Fasulye turşusu bir gün önceden suya konur, tuzu çıkartılır. Hiç su kalmayacak şekilde elle sıkılır. Soğanlar, ay şeklinde bir tavaya doğranırlar ve zeytinyağı ile penbeleşinceye kadar kavrulurlar. Daha sonra hazırlanan turşu, tavaya ilave edilir, ezilmiş sarmısak ve az bir miktar biber konarak 10-15 dakika kavrulur. Sıcak veya soğuk olarak yenebilir. Eskiden ilk yemek olarak ve mısır ekmeği ile birlikte yeniyordu. Bir lokma ekmek tavaya uzanıyor ve parmaklar yardımıyla bir tutam turşu alınıp ağıza getiriliyordu. Günümüzde ise turşu kavurma, salata gibi sofraya konulmakta ve iştah açıcı olarak alınmaktadır. PAZI TAVALISİ VEYA PAZI KAVURMASI Malzemeler: Dört bağ pazı, üç baş soğan veya buna denk prasa, beş altı diş sarmısak, ki kaşık tereyağı Yapılışı: Soğanlar halka halka doğranıp yağda kavrulur. Haşlanıp süzülen pazılar sıkılarak yağda kavrulmuş soğana ilave edilir. Ezilmiş sarmısak ve tuz konup 10-15 dakika kavrulur. TOMARI TAVALISI VEYA KAVURMASI Tomari sulak yerlerde, ırmak kenarlarında kendiliğinden yetişen otsu bir bitkidir. Yapraklan pazı yaprağı genişliğinde ve pazıdan biraz daha serttir. Tomari kavurması Pazı kavurması gibi yapılmaktadır. Pazı ve tomari karışımı olarak da yapilabılır. PAZI DOLMASI Malzemeler: Dört bağ pazı, bir bardak korkoto (Kırılmış Mısır) , iki baş soğan, iki kaşık tereyağı. Yapılışı: Once pazılar bir kazanda haşlanıp süzülür. Doğranmış soğanlar yağda kavrulur. Daha önce haşlanmış ve süzülmüş pazılar doğranarak kazana ilave edilir, daha önce ıslatılmış korkoto, su ve tuz konur, karabiber katılır, 20 ila 30 dakika pişirilir. Pirinçli ispanak yemeği kıvamında veya biraz daha katı olur. Korkoto yerine bulgur veya pirinç konabilir. KARA LAHANA DOLMASI Malzemeler: Dört bağ lahana, iki baş soğan, bir su bardağı korkoto, iki kaşık tereyağı veya iç yağı. Yapılışı: Eritilmiş yağda soğanlar kavrulur. Doğranmış haşlanmış ve süzülmüş lahanalar buna ilave edilir. Suyu, tuzu, ve acı biberi konulduktan sonra 20-30 dakika kadar pazı dolması kıvamında pişirilir. Suyu tuzu konulurken daha önceden ıslatılmış korkoto da ilave edilir. Korkoto yerine bulgur ve pirinç de konabilir. LAHANA HAŞLAMASI Malzemeler: Altı bağ lahana, bir domates büyüklüğünde içyağı, bir kase fasülye, iki kaşık mısır unu, iki kaşık tereyağı, bir kiloya yakın kemik, bir miktar acı biber (Lav Biberi) Yapılışı: Lahanalar önce yıkanıp temizlenir. Daha sonra elle bükülerek doğranır, fasülye ile beraber veya ayrı ayrı haşlanır ve süzlür. Lahana kaynatılıp süzülmezse tadı acı olur. Kazana su koyarak bütün malzeme buna ilave edilir. Tuzu biberi konur, yarım saat pişirilir. EZME LAHANA VEYA VURMA LAHANA Malzemeler: Altı bağ kara lahana, bir domates büyüldüğünde içyağı, bir kaşık tereyağı, bir bardak içyağı, bir bardak un, az miktarda acı biber. Yapılışı: Once, temizlenmiş ve doğranmış lahana ve fasülye ayrı ayrı haşlanır ve süzülürler. Mısır unu dışında bütün malzemeler ve tuz kazana konur, kaynatılmış su ilave edilir ve pişirilir. Suyu bir başka kapa alınıp ezme işine girişilir. Lahanayı ezmek için özel bir kutali (Kepçe uzunluğunda düz yontulmuş ağzı dört parmak kalınlığında ve genişliğinde bir araç) veya kepçe kullanılır ve lahana muhallebi kıvamı alıncaya kadar ezilir. Ezme işi bitince lahanadan daha önce alınmış olan su ve bir miktar mısır unu kazana yavaş yavaş ilave edilir ve 5 ila 10 dakika karıştırılarak kaynatılır. Ezme lahanaya damak zevkine göre tatlı kabağı, taze fasülye, taze mısır veya pazı ilave edilebilir. LAHANA ROHTIKOSU Lahana rohtikosu ayrı bir yemek olmayıp ezme lahanadan yapılan bir yiyecektir. Ezme lahanaya ufalanmış mısır ekmeği ve tereyağı katarak kaynatilır. Eğer kavurma konursa daha lezzetli olur. LAHANA SARMASI VEYA ETLİ LAHANA DOLMASI Malzemeler: Altı veya yedi bağ kara lahana, üç baş soğan, bir kilo ince kıyılmış et, bir kase korkoto, maydonoz. Yapılışı: Soğanlar ince ince doğranır. Yeteri kadar tuzla ovulur, ince kıyılmış et, korkoto, maydonoz, tuz, su ilave edilerek dolma içi hazırlanır, daha önce haşlanmış süzülmüş lahanayaprakları ile sarılır. Dolmaların üzerini geçmiyecek kadar su konulup kazanda pişirilir, sıcak servis yapılır. Kazanın en altına kemik konursa daha lezzetli olur. Korkoto yerine bulgur veya pirinç konabilir. ISIRGAN YEMEĞİ Kendiliğinden yetişen ısırgan otundan yapılan yemeğin tarifi Çayeli'nden alınmıştır. Yapılışı: Taze ısırgan yıkanır, haşlanır ve süzülür. Iki baş kıyılmış soğan bir tencerede bir kaç kaşık yağla kavrulur, salçası ve süzülmüş ısırganlar tencereye konur. Yeterince kaynar su ile iki bardak süt ve tuz ilave edılır. İsteğe göre karabiber de konabilir. Isırgan yemeğinin bazı hastalıldara yararlı olduğu söylenmektedir. HAMSİ İLE YAPILAN YÖRESEL YEMEKLER Bu bölümde hamsinin her yerde yapılan ızgarası, tavası ve buğulamasından değil, yöreye özgü hamsili yemeklerden bahsedilecektir. Bunların başlıcaları hamsili ekmek, hamsili plav, hamsi çığırtası, hamsi köftesi ve kiremitte hamsi adları altında yapılan hamsii yiyeceklerdir. Tuzlanarak bir aydan fazla bekletilen hamsi olgunlaşına sardalya veya torik gibi çiğ olarak ta yenebilir. Tuzlu hamsi suya konarak tuzu alınır, kılçığı çıkarılır, limon, maydonoz ve zeytinyağı ile beslenerek güzel bir yiyecek olur. Sofralarımızda salata gibi alınabilir. . Kayıtlı -------------------------------------------------------------------------------- melekbeyza Hero Member Çevrimdışı Cinsiyet: Mesaj Sayısı: 4739 iyi bir vicdan,en rahat yastıktır.(anaokulu öğrt) Ynt: RİZE-TARİHİ VE TURİSTİK YERLERİ « Yanıtla #5 : Ekim 14, 2007, 11:15:41 ÖÖ » -------------------------------------------------------------------------------- HAMSİKOLİ (HAMSİLİ EKMEK) Malzemeler: Bir bağ pazı, bir bağ taze soğan veya buna denk kuru soğan, Bir bağ prasa yaprağı, bir iri domates büyüklüğünde içyağı, dört bardak mısır unu, iki kaşık tereyağı, bir avuç nane, iki kase hamsi. Yapılışı: Önceden suya konmuş hamsiler kılçıklarından ayıklanır. Bütün sebzeler ve içyağı ince ince doğranır, elenmiş un ve kaynar su ilave edilerek karıştırilır ve ekmek hamuru şeklinde hafifçe yoğrularak mısır ekmeği gibi plekide pişirilir. Pişirmeden önce tuzu kontrol edilmelidir. Hamsi ve içyağı kendiliğinden tuzlu olduğundan tuz ayarı buna göre yapılmalıdır. Hamsili ekmeğin hamuruna su yerine kaymaklı süt ve yumurta katılırsa daha da lezzetli olur. Sıcak olarak yenirse daha lezzetlidir. HAMSİ ÇIGIRTASI Malzemeler: Bir bağ pazı, bir bağ taze soğan veya buna denk yerli prasa yaprağı, iki bardak ince mısır unu veya buna denk buğday unu'da olabilir, bir tas tuzlu hamsi, bir yumurta büyüklüğünde içyağı. Kızartma için zeytinyağı yoksa tereyağı. Yapılışı: Hamsiler önceden suya konarak ayıklanır, kılçıklarından temizlenir, hamsi, un, kıyılmış pazı ile soğan içyağı ile karıştırılarak ekmek hamuru gibi hafifçe yoğrulur, tuzu kontrol edilir. Yumurta katılırsa daha iyi olur. Bir santim kalınliğında veya daha ince yayılarak tavada kızartılir. Çığırta hamuruna köfte biçimi verilerek de kızartılabilir. HAMSİLİ PİLAV Hamsili plavın ilk şekli "Hamsili Rasti" yemeğidir. Korkoto, azmiktarda pazı veya prasa yaprağı, kılçığı alınmış tuzlanmış hamsi ile birlikte karış tınhr, yağı konarak kazanda plav gibi ve plav kıvamına gelinceye kadar piş irilir. Hazırlanan malzeme tepsiye konarak pleki veya kuziııada piş irilebilir. Hanısili Plavın Malzemesi: Bir kilo veya bir tas hamsi. (Taze veya tuzlu hamsi olabilir), dört bardak pirinç, Uç baş soğan, bir avuç nane, Bir buçuk bardak zeytinyağı veya tereyağı. Yapılışı: Hamsi tuzlu ise suya konur ve tuzu alınır. Taze veya tuzlu olsun önce hamsilerin kılçildan tenıizlenir. Pirinç yıkamp tenıizlenir, hamsi hariç, diğer hazırlannıış malzeme ile karış tınlır, iki bardak pirinc üç bardak su hesabıyla suyu konur. Tepsiye bir sıra hamsi dizildikten sonra üzerine hazırlanmış malzeme konur ve en üstünede bir sıra daha hamsi dizilir. Tepsi plekide veya fırında pişirilir. Sıcak veya soğuk olark salatalık veya ayranla yenir. Bu gün hamsi pilavı baharat, maydonoz , kuş üzümü ile zenginleştirilmektedir. Hamsili pilava, kuş başı doğranmış pateteste konabilir. Genellikle hamsili plav yapılınca başka yemek yapmaya gerek görülmez. PLEKIDE VEYA KIREMİTİE HAMSİ Yapılışı: Taze hamsi başları kesilerek temizlenir ve tuzlanır. Bir oluklu kiremit alınarak üzerine kumar yaprağı veya lahana yaprağı serilir. Temizlenmiş hamsi yaprağm üzerine dizilir, üzeri aynı tür yaprakla örtülür ve en üstte bir oluklu kiremit daha konarak ocağa veya ateşe sürülür ve üzerine közler çekilerek pişirilir. Kiremit yerine pleki de kullanılabilir. Kiremite dizilen hamsiler plekiye dizilir, üzeri sacla örtülerek üzerine ateş yakilır ve pişirilir. HAMSİ KÖFTESİ Tarifi Çamlıhemşin'den alınmıştır. Malzemeler: Bir kilo tuzlu hamsi, dört dilim bayat ekmek, üç yumurta, yarım su bardağı mısır unu, karabiber, maydonoz, tuz ve yağ. Yapılışı: Tuzlu hamsi akşamdan suya konarak tuzu alınır. Kılçığı temizlenek ince ince doğranır. Bayat ekmek hamsilerin üzerine ovulur. Karabiber, yumurta tuz konarak maydanozla birlikte iyice karıştırılıp yoğrulur. Ceviz büyüklüğüne getirilerek tavada kızartılır. UNLU TAVA YEMEKLERİ MUHLAMA Malzemeler: Üç tahta kaşığı mısır unu, üç kaşık tereyağı, bir kase tel veren peynir, İlik SU ve tuz. Yapılış ı: Bakır bir tavada tereyağı eritilir. Mısır unu konulup penbeleş inceye kadar kavrulur. Tavaya ilik su ve peynir ilave edilir. Peynirin tuzuna göre tuzu ayarlanır. Hafİf ateşte karıştırılarak yağını üzerine verinceye kadar pişirilir. Muhlama tel veren peynirle yapılabileceği gibi hertürlü peynirle veya minci ile de yapılabilir. Peynir ve minci sade olarak da yağda pişirilebilir. (Buna pişirmek yerine ısıtmak demek daha doğru olur). Yağda sade olarak pişirilen peynire peynir muhlaması, yağda sade olarak pişirilen minciye de minci muhlaması denir. Hemşin yöresinde bir miktar kaymak alınarak tavaya konur, ateş üzerinde kaynatılır, içerisine yavaş yavaş mısır unu ilave edilir. Daha sonra bir miktarda ince ince doğranmış köy peyniri konmak suretiyle sıcak olarak servis yapılır. Bu muhlama şekline adı geçen yöremizde "kaymak muhlaması' denmektedir. Bu yazıda size Rize'nin tarihini anlatmak istedik.
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol